This is an old revision of the document!
Danıştay saldırısı olayının sanığı Osman YILDIRIM'ın tanık olarak alman ifadelerinin konu ile ilgili bölümü aşağıda özetlenmiştir. If you have any questions about where and how to use mersin’de Escort, you can call us at the site. Arkadaşı Alparslan ARSLAN'ın ismini bilmediği bir kişi ile gelerek kendisini Ataşehir'de Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede bulunan dubleks villalardan oluşan bir site içersindeki villaya götürdüğünü, orada Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, Oktay YILDIRIM, kendisini arabayla alan şahıs ve tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu,bu evde Alparslan ARSLAN'm bekar olan arkadaşlarının kaldığını, burada Muzaffer TEKİN'in yanında koruması olarak gezen kişiye diğer odadan 3 adet el bombası getirmesini söylediğini, bu kişinin de talimat üzerine diğer odadan 3 adet el bombası getirip masaya koyduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendisine “Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde olsun. İş bitince sana 500.000 (beşyüz bin) dolar para vereceğiz. Senin attırdığın kişilere ne kadar verirsen ona karışmayız.” Dediğini, kendisinin de (2) iki adet el bombasını alıp cebine koyduğunu, bir (1) tanesini de Alparslan'ın alarak çantasına koyduğunu beyan etmiştir. Bu beyan üzerine soruşturma kapsamındaki şüphelilerin fotoğrafları ile yapılan aramalarda elde edilen diğer fotoğraflar temin edilip Osman YILDIRIM'dan kendi beyanındaki gibi Muzaffer TEKİN'in talimatı ile el bombalarını getiren kişinin, fotoğraflardan teşhisi istenilmiştir.
Yine bu olayda da olayın azmettiricisi ve planlayıcılannın yakalanan kişilerden ibaret olduğu görülmüştür. 25 Nisan 2007 günü Ankara ilinde Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) merkez binası önüne gelen bir şahıs tarafından silahla ateş edilmiş ve bu olayın, mersin escort YÖK Başkanı Prof.Dr. Erdoğan TEZİÇ'e yönelik bir saldın girişimi olduğu değerlendirilmiştir. Olayı gerçekleştirdiği tespit edilen şüphelisi Nurullah İLGÜN ve olayın azmettiricisi olarak Bülent ASKEROĞLU ile birlikte toplam (6) kişi yakalanmıştır. Yakalanan Nurullah İlgün'ün üzerinden, Kuvayı Milliye Derneği'ne ait bir kart bulunmuştur. Bu olaylara baktığımızda hemen hemen her birisinin değişik amaçlar içerdiği, bir olayda laik-antilaik çatışması tetiklenmeye çalışıldığı, bir takım olaylarda da ülkemizi uluslar arası arenada sıkıntıya sokmaya çalışıldığı görülmüştür. Fakat tüm eylemlere bir bütün olarak bakıldığında; söz konusu eylemlerle, biran evvel ülkede iç çatışma anarşi terör ve kaos oluşturup Askeri müdahale için gerekli ortamın hazırlanmasının amaçlandığı değerlendirilmektedir. Yukarıda sayılan eylemlerden bir kısmının terör örgütü ile ilişkisi tespit edilememesine rağmen bu eylemlerin amacı, zamanı ve yapılış tarzı dikkate almdğmda; eylemleri Ergenekon Terör Örgütünün yaptırdığına dair ciddi şüpheler oluşmaktadır.
Ustüıgı çıplak olduğunu, Vücudunda kurumuş kan lekelerinin olduğunu, Yarasının açık ancak kanamasının olmadığını, Kendisine orada bağırarak 'Ölsen bizim başımız derde girer“ diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKIN'in “Endişelenme ben not yazdım ve notlar Mahmut OZTÜRK'de' dediğini, “O notları al ve basına ver” dediğini, Mahmut ÖZTÜRK'ten notları aldığını ve cebine koyduğunu, Muzaffer TEKİN 'e hastaneye gideceklerini söylediğini, Yolda villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalarını söylediğini, kendisinin Acıbadem hastanesini ayarladığını,. Muzaffer TEKIN'in hastaneye gitmek istemedğini ve evde de kalmak istemediğini, Abisi Rıza TEKIN'in Maltepe 'de bulunan evine gitmek istediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte arabaya bindiklerini, Muzaffer TEKIN'in yüksek sesle konuştuğunu ve kendinde olduğunu, kendisinin ısrarına rağmen hastaneye gitmeyeceğini söylediğini, Bunun üzerine kendilerinin onun isteğini mecburen kabul ettiklerini ve Maltepe istikametine yöneldiklerini, Rafet ARSLAN'a durumu anlattığını, Rıza TEKİN'in kardeşini ikna edip hastaneye götürmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'ın taksi ile bulundukları bölgeye geldiğini, Ve iki araçla birlikte hastaneye gittiklerini, Medya ya kendisinin haber verdiğinin doğru olduğuunu, ancak Muzaffer TEKİN 'in isteği doğrultusunda bu haberi verdiğini, “Danıştay olayında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER isimli bir şahısla yanıma geldi, o gece evimde tek başına kaldı, sabah da ben kendisine kahvaltılık götürmek için gittiğimde intihar ettiğini gördüm. Hastaneye götürmesi için Zekeriya Öztürk'ü çağırdım. Zekeriya, İsmail ile birlikte geldi. Hastaneye götürmeden pansuman yaptım. Daha sonra hastaneye götürdüm, polislere de bildirdim. Olay yeri incelemeye gelindi, gözaltına alındık. Ankara'da serbest bırakıldık. Bu olaydan beri de ilişkilerimi azalttım. Ancak zaman zaman görüştük, benden 1 ay önce borç para istedi ve kendisine 1500YTL borç para verdim dedi. Ben bu borcu evinini yanında verdim. Bürosuna önceden giderdim. Gittiğimde her çevreden insanlar vardı, asker, polis ve her çevreden ileri görüşlü insanlar olurdu.” şeklinde beyanlarda bulunmuştur, bu konu hakkında detaylı bilgi veriniz?